Osmanlı İmparatorluğu'nun ihtişamlı miraslarından olan, ünlü mimar Mimar Sinan'ın ustalık eserim dediği Selimiye Camii Edirne'de ziyaretçilerini ağırlıyor.
II.SELİM'İN EMRİYLE YARATILAN USTALIK ESERİEdirne'nin her yerinden ihtişamıyla görülebilen eser Selimiye Camisi dünya tarihinin ünlü mimarlarından Mimar Sinan’ın eseridir. Adını aldığı vedönemin padişahlarından olan II. Selim’in emriyle yapımına başlandı. 1568 yılında başlanan caminin yapımı dönemin teknolojileri ve imkanları göz önünde bulundurulduğunda çok kısa bir süre de 7 yılda tamamlandı. Osmanlı mimarisinin en önemli eseri olarak kabul edilen camiyi Mimar Sinan “ustalık eserim” olarak tanımladı.
Caminin ilk olarak dış görünüşü göze çarpıyor. Caminin dört köşesinde yer alan ve her biri üç şerefeli olan minareleri camiye ihtişam katıyor. Minarelerde mimari açıdan dikkat çeken bir hususta bulunuyor. Mümkün olabilecek en ince şekilde tasarlanan minarelerde her şerefeye ulaşan ve birbiriyle çakışmayan üçer merdiven bulunuyor.
101 FARKLI LALE DESENİCaminin dış görünüşü kadar iç görünüşü de hayranlık uyandırıyor. Caminin kubbesi 42,30 metre yüksekliği ve 31,30 metre çapıyla döneminin en muhteşem örneğidir. Caminin içindeki süslemeler görsel şölen yaratıyor. Minber ve mihrabı mermer işçiliğinin şaheserleri arasında gösterilen caminin çini süslemeleri, dönemin en önemli çini üretim merkezi olan İznik’te imal edildi. Bu süslemelerde 101 farklı lale deseni görülebiliyor.
OSMANLI'NIN KAMUSAL YAPISI: KÜLLİYEYalnızca cami özelliğini taşımayan bina bir külliyenin de merkezini oluşturuyor. Selimiye Camii’nin, etrafındaki yapılarla birlikte kamusal bir yapılar bütünü oluşturduğu biliniyor. Yapıyı üç taraftan çevreleyen dış avluda dönemin eğitim kurumları olan Dar-ül-Sübyan, Dar-ül-Kurra ve Dar-ül-Hadis medreseleri, bir muvakkithane ve kütüphane de bulunuyordu.
Caminin batı kenarını boydan boya kaplayan arasta, camiye gelir sağlamak ve cami platformunu istinat duvarıyla desteklemek amacıyla yapılan bir çarşı olarak görülüyordu. Mimar Sinan istinat duvarını tek sıra dükkân olarak yapmıştır. Daha sonra III. Murad zamanında Mimar Davut Ağa tarafından bu dükkanların üzeri beşik tonozla örtülerek tek sıra dükkanların karşısına yeni dükkanlar yapılmış ve arasta bugünkü şeklini almıştır.